Aristoteles Mantığı
Aristoteles’in mantığının göz önünde bulundurduğu ilk şey, yöntem sorunudur. Nasıl hitabet karşımızdakini ikna etmek sanatını öğretiyorsa, mantık da bilimsel araştırmanın ve tanıtlamanın tekniğini öğretecektir. Aristoteles her şeyden önce düşüncemizin ifadesinin kendi içinde bağımsız özel bir bilimin konusu olduğunu düşünen; ikinci olarak da düşünme biçimlerimizi içeriğinden yalıtılmış olarak ele alan ilk kişi olduğu için mantığın kurucusu olmak durumundadır. Aristoteles’in mantığı kendi içinde kapalı bir sistemdir. Burada, soyut düşüncenin çok yüksek bir aşamasıyla karşı karşıyayız.
Bu soyut kavramlar kurma yeteneğini, Aristoteles bilginin her alanında göstermiştir. Kurduğu kavramların sağlam, açık ve tutarlı olmaları yüzünden Aristoteles, iki bin yıl boyunca felsefenin büyük ustası sayılmıştır. Kendisi aynı zamanda bilim dilinin de kurucusu olarak tanımlanır; bugünkü bilimsel kavramlarımızın, terimlerimizin birçoğu onun formüllerini temel almıştır. Mantık, Aristoteles’in en önemli ve en devamlı buluşu olarak günümüze ulaşmıştır. Mantık eğitiminde Orta çağdan beri ve kısmen halen zamanımıza kadar geleneksel bir tarzda okutulan ve "formel" adı verilen mantığın çerçevesi, en önemli bölümleri, özellikle kıyas teorisi bakımından Aristoteles’e dayanmaktadır; Kurucusunun anlayışına göre mantık, metafizik veya "ilk felsefe"ye giriş teşkil eder.
Kategoriler
Aristoteles, Kategoriler adlı eserini var olmanın ne olduğu, ne anlama geldiği konusundaki çeşitli düşünceleri tartışmaya ayırır ve işte bu bağlamda, meşhur kategoriler öğretisini ortaya koyar. Aslında, kategori öğretisinin temelinde, pek çok Platon ve Aristoteles yorumcusuna göre, Akademi'nin özerk varlık ile göreli varlık ayrımı bulunur. Buna göre, metafizik bir öğretiden tek tek nesnelere ilişkin bir betimlemeye geçen Aristoteles, bu çerçeve içinde, özerk veya kendinden kaim olanı şeyin kendisi ve özsel özellikleriyle sınırlarken, göreli olarak var olanı ya da başka bir şeye bağlı olanı, o şeye yüklenebilen ilineksel özelliklerle ifade eder.
Aristoteles'e göre, var olmak öncelikle töz yani çeşitli nitelik ya da yüklemlerin dayanağı olmaktır. Var olmak, kendi varlığını devam ettirmek için başka bir şeye ihtiyacı olmayan töz (örneğin, insan), ilk ve temel kategoridir. Tözü sonraki belirlenimler açısından dayanak olarak alan Aristoteles, metafiziksel açıdan onu özelliklerin taşıyıcısı, mantıksal olarak da yüklemlerin kendisine izafe edilebildiği özne diye tanımlar.
Özü ile kaim olan bir şey olarak tözün dışında dokuz kategori daha olup, onlar toplam ilinekler olarak anlaşılırlar. Bunlar, şeylerin değişme ve oluş içindeki bütün özelliklerini kavramayı sağlayan temel yapıtaşları olup, ancak töze bağlı olarak var olabilirler. Aristoteles, geri kalan dokuz kategoriyi, töz-ilinek kavrayışı içinde şöyle sıralar:
- Töz (cevher). Örnek: İnsan, at
- Nicelik (kem). Örnek: İki veya üç ölçü uzunluğunda
- Nitelik (keyf). Örnek: Beyaz, edebî, hırslı
- Görelik (izafet). Örnek: İki katı, yansı, daha büyük
- Mekân (eyne). Örnek: Pazarda, Lykeion'da
- Zaman (meta). Örnek: Dün, geçen yılda
- Durum (vaz'). Örnek: Uzanmıştır, oturuyor
- İyelik (mülk). Örnek: Ayakkabılıdır, silahlıdır
- Etki (fiil). Örnek: Keser, yapar
- Edilgi (infial). Örnek: Kesilmiştir, yakılmıştır.
Mantık ilmiyle ilgili diğer önemli konuları başlıklarıyla hatırlatmak gerekirse; Önerme, Tanım, Hassa, Cins, ilinti, Taşım